YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK GÜÇLERE!

Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı anlamına uygun olarak karşılamaya hazırlanırken, faşist-soykırımcı AKP-MHP diktatörlüğünün 17 Nisan tarihinden itibaren Zap ve Avaşin alanlarına yönelik başlattığı yeni işgal ve soykırım saldırısı ile karşılaştık. Kuşkusuz söz konusu saldırı bir sürpriz değil, tersine beklenen bir durumdu. Nitekim ilk andan itibaren kahraman gerilla güçlerimizin aktif karşı koyuşuyla karşılandı ve işgalci güçlere çok ağır darbeler vuruldu.

Bu temelde başlayan yeni savaş ilk haftasını dolduruyor ve tüm cephelerde bütün şiddetiyle ve yoğunluğuyla devam ediyor. 2008 Şubatında Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un komutanlık karizmasını çizen Zap Gerillası, şimdi de Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli faşizmini çökerterek Zap’ın yüksek tepelerinde ve derinliklerinde tarihe gömüyor. Bu saldırının AKP-MHP faşizminin son saldırısı olacağı ve 14 yıl sonra yaşanan ikinci gerilla zaferinin AKP-MHP faşizminin sonunu getireceği anlaşılıyor. Bu temelde, öncelikle HPG ve YJA-Star gerillalarının tarih yazan kahramanca direnişlerini selamlıyor, tarihi anlama sahip zaferlerini kutluyoruz. Kahraman şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Yürüttükleri bu varlık ve özgürlük savaşında her zaman üstün başarılar ve zaferler diliyoruz.

Açıkça görülüyor ki, Hareket ve halk olarak bu 1 Mayıs’ı da kaderimizi belirleyen devrimci savaş içinde yaşıyoruz. Zaten Önder Apo ve PKK ile tüm 1 Mayıslar böyle yaşandı ve işçi sınıfının mücadele günü anlamına en uygun yaşanır hale getirildi. Bu 1 Mayıs’ın ise tüm bunların zirvesi olacağı, 8 Mart ile başlayıp Newroz’da zirve yapan Ellinci Yıl Hamlemizin gerilla öncülüğünde tarihin en büyük ve anlamlı özgürlük ve direniş hamlesi haline geleceği anlaşılıyor. Bu temelde, başta Önder Apo olmak üzere dağda, şehirde ve zindanda direnen tüm yoldaşların, emekçi halkımızın, devrimci-demokratik dostlarımızın, kadın ve gençlerin, tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs’ını kutluyor, yürüttükleri özgürlük ve demokrasi mücadelesinde üstün başarılar diliyoruz. 1 Mayıs 1977 Taksim şehitleri ve Zap-Avaşin şehitleri şahsında tüm özgürlük şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, amaçlarını başarma ve anılarını yaşatma sözümüzü yineliyoruz.

Yurtsever Halkımız ve Devrimci-Demokratik Dostlarımız!

Çok açık ki, AKP-MHP faşizmi tüm gücüyle ve Türkiye’nin tüm imkânlarını kullanarak saldırıyor ve PKK’yi imha ve tasfiye etmeyi amaçlayan yeni bir planlı saldırı başlatmış bulunuyor. Saldırı gerillayı ezmeyi ve PKK’yi imha etmeyi hedefliyor. 2016 yılı Ağustos sonunda başlatılan Medya Savunma Alanlarını ve Kuzey-Doğu Suriye’yi işgal saldırılarının bir parçası ve son halkası oluyor. Altı yıldır parça parça yürütülmüş olan bu işgal ve soykırım saldırısı, şimdi özgürlük direnişinin merkezine yöneltilmiş bulunuyor.

Bu bakımdan söz konusu saldırı çok daha ciddi ve önemlidir. PKK’yi ilgilendirdiği kadar tüm Kürtleri ve başta Araplar olmak üzere tüm bölge halklarını ve insanlığı da ilgilendirmektedir. Evet söz konusu saldırının, faşist AKP-MHP’nin iktidar ömrünü uzatmak gibi bir hedefi vardır. Öyle anlaşılıyor ki, AKP-MHP faşizmi Ukrayna Savaşının yarattığı siyasi ve askeri duruma ve söz konusu işgal ve soykırım savaşına dayanarak iktidar ömrünü uzatmaya çalışacaktır. Zaten mevcut işgal ve soykırım saldırılarını da Ukrayna Savaşının yarattığı ortama dayanarak ve bu temelde başta ABD, Almanya ve İngiltere olmak üzere NATO’nun ve KDP’nin aktif desteğini alarak yürütmektedir. Ukrayna’da Rus işgaline karşı olduklarını söyleyen bu güçler, Kürdistan’da TC işgalinin aktif destekleyicisi ve teşvik edicisi olmaktadırlar.

Fakat AKP-MHP faşist iktidarının bir amacı ömrünü uzatmak olsa da, söz konusu işgal ve soykırım saldırısını sadece bu amaç doğrultusunda değerlendirmek yetersiz olur. AKP-MHP faşizmi, İttihat ve Terakki Yönetiminin devamı olan TC Devletinin esas amacını ve kendine verdiği görevi yerine getirmektedir. Söz konusu saldırı eğer başarılı olursa Kürt özgürlük gerillası ezilecek ve bu temelde PKK imha edilecektir. Ancak bununla yetinilmeyecek, ondan sonra sıra başta KDP olmak üzere diğer Kürt örgütlerine gelecek ve bu temelde Kürt soykırımı tamamlanmaya çalışılacaktır. Bu başarılırsa da sıra Araplara gelecek, başta Türkiye halkları olmak üzere tüm Ortadoğu halkları faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasetin tahakkümü altına alınmak istenecektir. Bunun da tüm dünyanın, Birinci Dünya Savaşı içinde yaratılan faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasetin egemenliği altına alınması olacağı açıktır. İşte AKP-MHP faşizminin Zap ve Avaşin’e yönelik işgalci saldırısının böyle bir tarihsel ve küresel boyutu vardır. Dolayısıyla sadece PKK’yi ve Kürtleri ilgilendiriyor dememek, tüm bölge halklarını ve insanlığı ilgilendirdiğini iyi görmek gerekir.

Kuşkusuz Hareket ve halk olarak biz, böyle bir saldırının olabileceği konusunda bilinç sahibiydik ve büyük ölçüde de hazırlıklıydık. Dolayısıyla başta Zap ve Avaşin gerillası olmak üzere her alandaki tüm parti ve gerilla güçleri olarak, kadın ve gençlik hareketleri olarak, tüm yurtsever Kürtler ve dostları olarak söz konusu işgal ve soykırım saldırısına karşı devrimci halk savaşı stratejisi temelinde topyekûn bir direniş yürütüyoruz. Politikamız direnmektir ve faşist-soykırımcı zihniyet ve siyaseti yenmektir. Bu temelde İmralı işkence ve tecrit duvarlarını paramparça edene kadar da Apocu fedai çizgisinde tüm gücümüzle direneceğiz. Savaş sadece Zap ve Avaşin’de değildir, tüm Kürdistan ve Türkiye’dedir; dolayısıyla AKP-MHP faşizmine karşı devrimci savaşı Kürdistan ve Türkiye’nin her tarafına yayacağız. Yine savaş sadece gerillanın görevi değil, başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm yurtsever Kürt halkının ve dostlarının görevidir; dolayısıyla herkes olduğu yerde AKP-MHP faşizmini yıkmak için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacaktır. Her gerilla savaşçısı ve timi inisiyatiflidir; olduğu yerde her türlü imkân ve fırsatı zamanında değerlendirerek AKP-MHP faşizmine öldürücü darbeler vuracaktır. Her Kürt genci bir özgürlük savaşçısıdır; olduğu yerde AKP-MHP faşizmine darbe vuran her türlü eylemi yapacak ve gerektiğinde gerilla saflarına koşacaktır. Bu temelde görevli ve inisiyatiflidir, tarihi sorumluluğunun gereğini yerine getirecektir.

Kısaca başta gerilla olmak üzere Hareket ve halk olarak AKP-MHP faşizminin işgal ve soykırım saldırılarına karşı biz direniyoruz. Gerilla Karargahımız her gün savaş bilançoları veriyor. Haftalık bilanço, işgalci AKP-MHP güçlerine nasıl öldürücü darbenin vurulmuş olduğunu açıkça gösteriyor. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımız ve dostlarımız dört parça Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında ayakta; AKP-MHP faşizminin işgal ve soykırım saldırılarını protesto ediyor. Burada söz konusu bu direniş eylemlerinin hepsini selamlıyoruz.

Ancak AKP-MHP faşizminin ve sömürgeci TC Devletinin işgalci ve soykırımcı saldırılarına karşı direnmek sadece PKK, HPG ve KCK’nin işi ve görevi değildir. Örneğin kendine Kürt örgütü diyen diğer güçlerin tutumu nedir? PKK’den sonra sıra kendilerine de gelecektir. O halde şimdiden harekete geçmeleri ve PKK ile bir olup mevcut işgale ve soykırıma karşı direnmeleri gerekmez mi? Yine AKP-MHP işgaline koruculuk yapan KDP’ye karşı aktif tutum almaları gerekmez mi? Çok açık ki, işgale ve soykırıma karşı mücadele, işbirlikçiliğe ve ihanete karşı mücadeleden ayrılmamaktadır. Mevcut durumda KDP yönetimi tarihsel işbirlikçiliğinin en kötü noktasındadır ve bir yandan gerilla karşısında işgalci TC askerini korurken, diğer yandan da tüm güvenliğini TC Devletine bağlamaktadır. Diğer parti ve örgütlerin tutumları ise yetersizdir. Açık ki kendini Kürt yurtseveri sayan tüm parti, örgüt ve şahsiyetlerin, yine aydın, sanatçı ve siyasetçilerin KDP işbirlikçiliğine karşı çıkması ve AKP-MHP işgaline karşı PKK ile birlik olması gerekir.

Çok açık ki, Zap ve Avaşin’de AKP-MHP faşist işgalciliğine karşı savaş, Ankara, İstanbul ve İzmir’de AKP-MHP faşizmine karşı direnişten ayrı değildir; tersine onun en güçlü ve öncü koludur. Zap ve Avaşin’de yenilen AKP-MHP faşizmi anında Ankara’da yıkılacak, ömrünü bir gün bile uzatamayacaktır. O halde Türkiye’nin tüm antifaşist güçleri, işçi ve emekçileri, devrimci ve demokratları, kadınları ve geçleri Zap ve Avaşin’e saldıran AKP-MHP faşizmine karşı çıkmalı ve ‘Demokratik Türkiye’ mücadelesini her alanda aktif biçimde geliştirmelidir. Zap ve Avaşin’de olanın ‘vatan savunması’ ile hiçbir alakası yoktur, tersine faşist işgal ve soykırım saldırısıdır. Bu temelde Kürt halkı soykırıma tabi tutulmakta ve yok edilmeye çalışılmaktadır. Oysa özgür Kürtsüz Türkiye’de demokrasi ve özgür yaşam var olamaz. O halde her türlü ırkçı-şoven-milliyetçi yaklaşımı aşarak, AKP-MHP faşizmine karşı Kürt Özgürlük Hareketi ile omuz omuza mücadele etmek, bunun için Halkların Birleşik Devrim Hareketi(HBDH) saflarında birleşmek gerekir. Özellikle Türkiye’yi seven ve özgür yaşamak isteyen gençliğe çağrımız bu temeldedir.

Başta Arap halkı ve siyasi güçleri olmak üzere Ortadoğu’nun tüm halkları bilmeli ki, Kürtlerden sonra sıra kendilerine gelecektir. Mevcut TC siyaseti, İttihat ve Terakki Cemiyeti çizgisinde aktifleşmiş durumdadır. Şimdiki durumu yakın geçmişle kıyaslamamak gerekir. O halde, geç kalmamak ve kaybetmemek için Kürtlerle dayanışma içine girmek ve PKK direnişini desteklemek gerekir. AKP-MHP faşizminin işgalci-yayılmacı politikalarının önüne ancak bu temelde geçilebilir.

Şu çok açık ki, Kürt soykırımının gerçekleştiği bir dünyada hiç kimse için özgürlük ve demokrasi olmayacaktır. O halde tüm özgürlükçü ve demokratik güçler, sol ve sosyalist hareketler, işçi ve emekçiler, kadınlar ve gençler, Kürt soykırımını engellemek ve Kürt özgürlüğünü sağlamak için AKP-MHP faşist işgalciliğine ve soykırımcılığına karşı çıkmalı ve mücadele etmelidir. “Ukrayna’da Rus işgaline karşıyız” diyerek ABD ve Alman Devleti politikaları doğrultusunda Berlin ve Washington sokaklarını doldurmak hiç kimseyi gerçek demokrat yapmaz. Rus işgaline karşı Berlin ve Washington sokaklarını dolduran yüz binler nerededir ve Kürdistan’daki TC işgaline karşı ne demektedir? Açıkça görülüyor ki Ukrayna üzerinde yürütülen çıkar savaşından demokrasi ve halklar bir şey kazanamazlar; ama TC işgaline karşı Kürt halkının özgürlük direnişi herkes için özgür yaşayabileceği demokratik bir dünyayı yaratmanın öncü kıvılcımı gibidir. O halde gerçek demokratlar Kürdistan’daki TC işgaline karşı çıkıp Kürt halkının özgürlük mücadelesine destek vermelidir.

Kuşkusuz gündemde bir de Irak ordusunun Şengal’e saldırısı var. TC Devletinin, resmi olarak Irak Devlet sınırları içinde sayılan Zap ve Avaşin’e işgal saldırısı başlattığı gün Irak ordusunun da Şengal’e saldırması, aralarında ortak planlama olduğu düşüncesini öne çıkarmıştır. Bu durum ve Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları da Irak Hükümetinin Zap ve Avaşin işgaline karşı yaptığı cılız açıklamaları silip süpürmüştür. KDP yönetiminin TC işgal planlarının içinde olduğu biliniyordu da, mevcut Irak Hükümetinin bu denli içinde olduğu bilinmiyordu. Ancak bu biçimde açığa çıkmış oldu. Tabi DAİŞ saldırıları karşısında Musul düşerken kendini koruyan ve Irak’ın onurunu kurtaran, DAİŞ’e ilk yenilgiyi yaşatan Şengal ve Maxmur’un mevcut durumu Irak Hükümeti açısından çok olumsuzdur ve hiçbir gerekçe ile bunu örtmek de mümkün değildir. Irak Hükümetinin Maxmur ve Şengal politikalarını kınıyoruz ve TC politikalarının uzantısı olarak görüyoruz. PKK olarak Şengal halkının gösterdiği onurlu duruşu ve direnişi selamlıyoruz. Şengal’in mevcut durumu, Êzidi Kürt halkımızın özgür yaşamı karşısında bizim de sorumluluğumuz var. Her zaman Êzidi Kürt halkımızın ve Şengal halklarının yanında olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.

Zap ve Avaşin işgal saldırısı AKP-MHP faşizminin son saldırısıdır. Zap ve Avaşin’de yenilen AKP-MHP faşizminin Ankara’da da çökeceği kesindir. Bu durum, Kürt soykırımını önlediği gibi, Ortadoğu’nun ve dünyanın da daha demokratik hale gelmesine yol açacaktır. O halde AKP-MHP faşizmini Zap ve Avaşin’de yenmek gerekir. Bunu gerçekleştirmeye de PKK ve Kürt halkı olarak, Ortadoğu ve dünya halkları olarak gücümüz vardır. O halde bu gücü aktif ve örgütlü olarak kullanmalı ve birleştirmeli, AKP-MHP faşizmini Zap ve Avaşin’de yenerek Kürdistan’ı özgür, Ortadoğu ve dünyayı demokratik hale getirmeliyiz.

Bu temelde, başta tüm parti ve gerilla güçlerimizi, kadınlar ve gençler öncülüğündeki tüm halkımızı, Türkiye ve Ortadoğu halklarını ve devrimci-demokratik dostlarımızı, dünyanın dört bir yanındaki antifaşist ve demokratik hareketleri, topyekûn seferberlik direnişi ile AKP-MHP faşizmine karşı mücadeleyi yükseltmeye, faşist-soykırımcı zihniyet ve siyaseti Zap ve Avaşin işgaline karşı direnişte boğarak 1 Mayıs’ı yeni bir özgürlük zirvesi yapmaya, bu temelde 1 Mayıs meydanlarını doldurarak AKP-MHP faşizminin işgaline karşı çıkmaya çağırıyoruz!

Kahrolsun Faşist-Sömürgeci-Soykırımcı Diktatörlük!

Yaşasın Özgürlük ve Demokrasi Mücadelemiz!

Yaşasın Zap ve Avaşin Direnişimiz!

Bijî 1 Gûlan!

Bijî Rêber APO!

                                                                                                                                                                                                                                                    24 Nisan 2022

PKK YÜRÜTME KOMİTESİ