15 AĞUSTO BİR RUHTUR!

Önder Apo, Kemal Pir devrimciliği için, “Yarım saat beni dinledi, yaşamı boyunca uyguladı, onu bir daha göremedim”...

 

Sinan Didar Mahir

Kürdistan devriminin ruhu 15 Ağustos’ta gizlidir. Çünkü 15 Ağustos direnen Kürt gerçekliğinin ruhunu temsil etmektedir. Direnen Kürt gerçekliği Diyarbakır zindanında filizlendi, köksaldı ve tohum olup her yere ekildi. İşte 15 Ağustos bu tohumun vücut bulan en örgütlü ve tarihi adımıdır. Bir gün olduğu kadar tarihin kendisidir, nasıl ki, kişi vardır tarihin temsiliyetini yapar, tarih vardır bir kişide dile gelir. Bu yüzden de 15 Ağustos bir güne sığdırılamaz, yaşamın ve tarihin kendisidir. Tüm yaşam bir güne sığdıralabilinir mi?

Bu ruh tüm zamansızlıklarda bile kendine zaman yaratan ve kendini eğiten, geliştiren, örgütleyen ve büyütendir. Mazlum Doğan zindanın vahşet koşullarında bile bir saniye boş durmadı. Kendini eğitti, örgütledi ve yanındakileri de bu temelde eğitip örgütledi. Direnişi böyle başardı. Önderlik bu gerçeğe; “Kendini Yeniden Yaratma Eylemi” dedi. Çünkü PKK kendini küllerinden yeniden yaratan bir eylemdir. Bu yüzden direniş ruhu kendini her dönem de yeni bir forma büründürür ve devam ettirir. Mazlumlardan Dörtlere,Kemallere, Hayrilere, oradan Agit, Zilan ve Beritanlara ulaştı. Gulan, Erdal, Viyan, Kurtay, Nuda, Rustem, Alişer, Çiçek, Arin, Zinar, Doğa  ve Şiyar Serxwebunlarda devam etti. Şuan Bakur’da ve Rojava’da (Raqqa, Afrin, Şedade) aktif savaşan gerçeklikte bu ruh devam ediyor. Bu ruh ateşten bir  gömlek gibidir. Yanlış dokunanı yaktığı gibi doğru yaklaşanıda yaşatan, yücelten ve  özgürleştirendir.

Önder Apo, Kemal Pir devrimciliği için, “Yarım saat beni dinledi, yaşamı boyunca uyguladı, onu bir daha göremedim” dedi. Yani Kemal Pir her hangi bir emir almadı, emri çizgiden aldı. Bu yüzden 24 saat emir altında yaşadı. İşte PKK militanlığı ve Apoculuk böyle gelişti. Heval Agid’de emri çizgiden alıp savaşandı. 28 Mart 1986’da şehit düştüğünde önder Apo “adeta yarımı kaybettim” dedi. Çünkü Agid demek PKK gerilla, komutan ve militanının geldiği düzey demektir. PKK militanından kastımız inisiyatifli, sorumluluk duyan, örgüt emri ve talımatıyla değil, çizgi emri ve talimatıyla yürüyen insandır.

Gerçekten de militanlaşmak önemli, PKK örgütlü bir yapıda örgüt düzenine uyan, iyi emir talimat dinleyen insanı değil, önderlik ve şehitler çizgisinin gereklerine göre yürüyen, düşünen, sorgulayan, düşünce oluşturan, plan yapan, karar veren, savaşan, disiplinli ve örgütlü iş yapan ve sorumluluk üstlenen insanı esas alır. PKK’de militanlaşmak böyle olur. Örgütlü halk, gençlik ve kadın gerçekliği de böyle olmalı. M. Tunçlar, Seveler, Pakizeler, Axinler, Çiyagerler bu ruhu kendilerinde birleştirdiler, bütünleştirdiler. Son bu anlamda “muhteşem” oldu!

Doğru örgüt olmak, sistem oluşturmak, örgütsel işleyişi geliştirmek, partileşmek, militanlaşmak, görev ve sorumluluk üstlenmek, kendini planlamak, doğru eğitmek ve örgütlemekle mümkündür. 15 Ağusto böyle gelişti. Tarihin tüm sömürgeci kalelerine “ilk kurşun” böyle sıkıldı, Kürt ve Kürdistani ve Ortadoğulu halklar devrime böyle yürümeye başladılar. Zaten HPG Merkez Savunma Karargah Komutanlığı da 15 Ağusto’ta bir grup gerilla ile “Meşa Azadiye” (özgürlük yürüyüşü) yapmıştı. Cemal arkadaş (Murat Karayılan) büyük bir heybetle gerilaya ve halka sesleniyordu. T.C. keşiflerinin bile bu heybete dayanamayıp kaçıp deliklerine saklandıkları bir zamandı. Halk savunma güçlerinin tüm Kürdistan’ı, Kürt halkını ve halkları savunmaya güçlerinin yettiğini söyledi. Gerçek de budur, HPG büyük bir gerilla ordusuna sahip ve her türlü sömürücü, talancı, katliamcı ve egemenci güçlere karşı savaşmaya hazırdır. Kürdistan’ı savunmaya hazırdır. Bundan hiç kimsenin şüphesi ve kaygısı olmasın. Bu gün Raqqa’nın özgürleştirilmesi için Arap halkından binlerce genç kadın ve erkek QSD saflarına katılmış-katılıyor. Yani halklar içinde “Meşa Azadiye” başlamış ve devam ediyor. Bunu durdurmaya kimin gücü yeter ki? Özgürlük bir kez filizlenip kök saldımı onu ortadan kaldırmak öyle kolay değildir. Özgürlük zoru başarmak ise PKK hangi kolay işe yönelmiştir? PKK tüm zorlukları başaran ve üstesinden gelen bir örgüttür. Bu yüzden PKK’ye “Zoru başaran örgüt” diyorlar. Bu hiç bir zaman unutulmamalı.

15 Ağustos’un 34. yılını Önder Apo’nun özgür yaşar ve koşullara kavuşmasını, Kürdistanın özgürlük devriminin yeni ve büyük zaferler kazanması hedefimizin gerçekleşmesi yılı olmasını ve zaferle taçlandırma görev ve sorumluluğumuzun olduğunu bilmeliyiz. 33. Doğuş yılınız kutlu olsun!