Gerilla ahlaki-politik toplumum yaşam kurallarının koruyucusu, sonradan çekilmiş sınırların ihlalcisidir...
Mahabad GABAR
Yaşam belli kurallar çerçevesinde gelişimini sürdürür. Evrenin koyduğu, oluşumun en başından günümüze kadar süre gelen kurallar. Doğal, bir yerlerin dayatmasına maruz kalmadan, kendi yatağını bulan sular gibi, bir akış halinde olan, her şeyin bir dengede olmasını sağlayan kurallar… Herkesi, her şeyi ilgilendiren, olmazsa olmaz yaşamsal kurallar.
Farklı mekânların yaşam kuralları da farklılık gösterir. Kuralları koyan koşullar ve ihtiyaçlardır. Yağmurda ıslanmak istemiyorsak bir barınağın altına sığınmak gerek, meyve yemek istiyorsak ağacını dikmek gerek, soğuktan korunmak istiyorsak ateş yakmak-sıkı giyinmek gerek… Saldırılardan darbe almadan kurtulmak istiyorsak savunma yapmak gerek, anlamlı bir yaşama ulaşmak istiyorsak mücadele etmek gerek… Daha sayabileceğimiz birçok gereklilik bazı kurallar çerçevesinde yaşamsallaşır. Bu kurallar çerçevesinde hareket edildiği takdirde başarı elde edilebilir. Aksi yıkım, başarısızlık, karanlık, harabeye dönüşmüş bir yaşam…
Toplumsal kurallar toplumun ihtiyaçlarını giderme temelinde kurulmuş kurallardır. Bu temelde toplumun ihtiyaç ve gereklerine cevap verdiği derece kurallar anlamlı olur ve süreklilik kazanır. Ahlaki-politik toplumun yaşam kuralları en özlü ve yaşanılır kılabilecek kurallardır. Öncelikli kural ahlaki olmaktır. Yani doğanın bahşettiklerine şükretmektir. Her canlıya değerli ve anlamlı olduğu bilinciyle saygı duymaktır. Her şeyi kendi gibi canlı görmek ve aktifleştirmektir. Her türden saldırıya karşı kendisini korumaktır, bu bilinçte olmaktır. Bu bilinç doğrultusunda eyleme geçmektir.
Bir de sistemin bizlere bahşettiği kurallar vardır. Kendi kuralları, her şeyi alt üst eden, toplumu, doğayı bir birine düşüren kurallar… Toplumsal ihtiyaçlardan çok kendi çıkarları çerçevesinde koyduğu kurallar. Toplumu, doğayı, insanlığı kendi denetiminde tutmak ve kendisi için çalıştırmak, köleler oluşturmak için damarlara şırınga ettiği kurallar. O kurallar ki; toplumu müthiş düşürmüş, değer ve yargılarından uzaklaştırmış, anlamın içini boşaltıp, müthiş bir anlamsızlığı yerleştiren kurallar. İnsanlara dayatılan, ölümlerden bin beter, yaşam(!) diye yutturulan kurallar…
Zaman var bir de; tüm kuralları bozan zaman. Doğal seyrini bozmadan ilerleyen, her kese cömert davranan zaman. İnsan çabasına göre insanlarda farklılık gösteren zaman. Yakalanabildiği derece kendini anlaşılır kılan zaman.
Zaman tek düze değildir. Bir mekânda birden çok zaman olabileceği gibi, bir anda birden çok mekânda da bulunabilir.
Zaman doğal akıntısı içinde yolunu bulurken yetişemeyenler düşüp, dağılır farkında bile olamadan. Böyleleri zaman kuralını göz ardı edip, kendince kurallara gidenlerdir. Bundan belki de yaşamla bir olamayan, yaşamdan kopanlardır bunlar. Zamanın özünde, kendisini oluşturup zamanın anlamına ulaşanlar ise kararlıca ilerlerler yolunda. Olması gerektiği gibi, yaşanılanlara cevap olanlardır bunlar.
Her insan bir amaç uğruna yolcu olur, yolun güzelliğine ulaşır. Yolun kutsallığında hayaller oluşturur, hedefler büyütür. Yol olmadan yolcu da olunamaz. Yolcu yolun kurallarını daha en başta benimsemiştir. Önüne nelerin gelebileceğini, kendisini neyin karşılayabileceğini tahmin ederek çıkar yolculuğuna.
Her yolun, her yolculuğun bir sonu olur. Ama sonu olmayan, son bulmayan özgürlük yolu ve özgür yaşam yolculuğudur. Çünkü özgürlük, sınırları belli, somut tanımlaması yapılacak bir olgu değildir. Özgürlük yolu, sürekliliği olan bir yoldur. Özgürlüğe yolculuk da en güzel yolculuktur. Kaygısızca her türden olabileceğin göz önüne getirilerek girişilen yolculuktur. Yol gitmez, yolcudur yolları güzelleştiren, yolun, amacın yüzünde gülmeler çoğaltan.
Özgürlük yolunun sürekli yolcusudur Kürt halkı. Kürdistan ise bu yolculuğun geçtiği kutsal mekânlardan sadece biri. Tarihten bu yana var olan doğal koşulların yanı sıra, dıştan dayatılanların da etkisiyle bu topraklar üzerinde hep arayışlar gelişmiştir. Tasviri yapılan cennetin bu mekânlar olduğu, artık kuşku götürmez bir gerçekliktir. Tarımsal devrimin gelişmesine öncülük edecek kadar zengin ve üretken coğrafyasıyla bunu herkese kabul ettirmiştir. Bu topraklarda gelişen her bir şey doğal bir şekilde gelişim sağlamış ve toplumsallaşmayı doruğa ulaştırmıştır.
Egemenlerin hiçbir saldırısına boyun eğmedi bu topraklar. Bu topraklarda yaşayan her canlı, tarihin derinliklerinden gelen özgür yaşam yürüyüşünü sürdürme kararlılığıyla hep mücadele içerisinde bulundu. Yaşama dayatılan her türden baskı, zulüm kuralını hiçten saydı ve tarihten gelen yaşam kurallarının sürdürücüsü oldu. Bunun için hep dağları mesken edindi. Dağlarda dağlıların kuralları işlerdi. Hiçbir egemenin el atamadığı, çirkinlikleriyle kirletemediği kurallardı. Ne İskenderler, Timurlar gelip geçmişti. Ama hiçbiri çıkış yapamamıştı bu topraklardan. Ya bu toprakların kurallarına boyun eğmiş ya da tarihi yenikliğin yüzünü öpmüşler. Çünkü özgürlük yürüyüşünde bulunanlar fedai ruhu kendilerinde yerleştirmiş olanlardır. Çünkü özgür yaşamanın öncelikli kuralı bağlılıktır. Kendisini besleyen topraklarına, toplumuna, insana, canlıya bağlılık… Kendini tanıdığın derece vardın. Varlığının bilincinde olduğun derece mücadele sahibiydin. Mücadele ettiğin derece özgürlüğe ulaşabilirdin.
Özgürlüğünde kendi kuralları vardır. Bu temelde çaba sahibi olanlar ulaşabilir ancak. Ötesi, özgürlük sanrısı ya da kandırmacası…
Özgürlük dağlarında, doğanın ahengine ayak uydurup, doğayla bir olmanın somut resmidir gerilla. Gerilla her an yaşamsal kılar doğayı kendi bedeninde ve ruhunda. Belki de en çok zaman ve yolun kutsallığına erişmesiyle bilinir gerilla. Her zaman bir yol hattındadır gerilla.
Gerilla yolda bir an olsun durmadan, tereddüt etmeden yürüyendir. Gerilla, pusu, ölüm, endişe tanımadan, her an korkuların ve yolları kirletenlerin üzerine gidendir. Özgürlük yolunun dışına sapan tüm yolları insanlığa kapatan, öncülük edendir. Gerilla özgürlük yolunda arayışçısı olduğu hakikatin peşinde gece-gündüz, zor-zahmet, sınır-tepe, kar-yağmur, engebe-barikat tanımadan ilerleyendir. Gerilla, yolda olmanın gururuyla edindiği amaçlar uğruna her şeyi göze alandır.
Gerilla zamanın anlamına ulaşandır. Bu çerçevede kendini oluşturup, yarınlara uzanandır. Gerilla dünü bugünle birleştirip yaşanılır yarınlar oluşturandır. Gerilla ahlaki-politik toplumum yaşam kurallarının koruyucusu, sonradan çekilmiş sınırların ihlalcisidir. Gerilla sistemin tüm yerleşik kurallarına inat, yolda olmanın, yolcu olmanın ve zamanla bir olmanın anlamına ulaşandır