DÜRÜST VE CESARETLİ OLMA ZAMANI

Kuşkusuz Kürt Halk Önderi sorunlara bakışını ve çözüm perspek...

Cuma RONAHİ

Kürt Halk Önderi Kürtler, Türkler, tüm Türkiye halkları ve tüm Ortadoğu için demokrasi ve özgürlük manifestosu olan mesajını Newroz’da tüm topluma duyurdu. Demokratikleşme ve özgürleşmenin ilkelerini ortaya koydu. Eğer Türk devleti doğru cevap verirse hem Türkiye hem de Ortadoğu için yeni bir çağ başlayacaktır. Bu açıdan Kürt Halk Önderinin Newroz’da okunan mesajını Ortadoğu'da yeni bir çağ başlatan manifesto olarak da görmek gerekir. Bir Kürt Önderinin sunabileceği en makul çözüm de bu manifestoda ortaya konulmuştur.

Kuşkusuz Kürt Halk Önderi sorunlara bakışını ve çözüm perspektifini çok net bir biçimde ortaya koymuştur. Zaten önemli olan da bu doğru bakıştır. Bu nedenle demokratik çözüm açısından Türk devletinin yapması gerekenleri bu mesajda belirtmemiştir. Doğru anlayışın ve doğru perspektifin ayrıntılar içinde kaybolmasını istememiştir. Yoksa hep Kürt tarafının tek taraflı adımlar atacağı ve Türk devletinin hiçbir şey yapmayacağı gibi durum söz konusu değildir. Çözüm için, Türkiye'nin demokratikleşmesi için hangi adımların atılacağı, karşılıklı yapılacaklar konusu aylardır İmralı’da tartışılmaktadır.  İmralı’da yapılan görüşmeler sadece Kürt tarafı adım atsın diye yapılmıyor. Bunu bir çocuk bile bilir.

Kürt Halk Önderi demokratik siyasetin devreye gireceği bir dönemi başlatıyor. Türk devletinin de bu dönemin önünü açacak adımlar atması gerekiyor. Kürtlerin kendi kimliği, dili ve kültürüyle kendilerini örgütleyeceği, toplumun kendi işlerini kendisi yapacağı bir demokratikleşme önündeki engellerin kaldırılması tabii ki yapılması gerekenlerin başında geliyor. Zaten gerçek bir demokrasi tüm farklılıkların özgün örgütlenmesini, özgün ve özgür yaşamını yaşayabilmesini sağlar. Bunu sağlayamıyorsa orada demokratikleşmeden söz edilemez.

Kendiliğinden demokratik siyaset yaşamsallaşamaz. Türkiye'de şimdiye kadar demokratik siyasetin yaşamsallaşmasına fırsat verilmiyordu. Kürtler söz konusu olduğunda her fırsatta siyasi örgütlenmeleri budanıyordu. Siyasi soykırım belli periyotlarla yapılıyordu. Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtler biraz politikleşip örgütlenerek haklarını ister duruma geldiğinde, Kürt halkı talepli kılınmaya başlandığında hemen Kürt siyaseti tırpanlanmıştır.

On bine yakın Kürt siyasetçinin zindanda olduğu, buna yol veren tüm yasalar değişmediği takdirde zaten demokratik siyaset devreye giremez. Demokratik siyaset, demokratik kurumlaşmaya dayalı demokratik toplumla yapılır. Örgütlü toplum özellikle Kürtlerin örgütlü toplum olmasının tehlikeli görüldüğü yerde demokratik siyasetin varlığından söz edilemez. Kürt Halk Önderi bugün demokratik siyaset yapmanın varlığından söz etmiyor, bunu yaratmak için gereken zihniyeti ve yapılması gerekenleri genel ifadelerle ortaya koyuyor. Somut yapılması gerekenler ise bugüne kadar buna engel koyan devlet ve AKP hükümetine kalıyor.

Kürt sorunu İlker Başbuğ’un belirttiği liberal demokrasi demagoji ve palavrasıyla çözülemez. Toplumsal haklar temelli bir Kürt reformu şarttır. Mevcut uygun ortam değerlendirilerek bu yapılmalıdır. Yoksa 1999 sonrası olduğu gibi hiçbir şey yapmadan bu süreci atlatalım denilirse en başta da Türkiye halkı kandırılır. Türkiye halklarının demokrasi özlemi ve isteği atlatılmış olur. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle bu süreç ciddiyet ve sorumluluk gerektirmektedir. Demokratikleşme ve Kürt sorunu konusunda cesaretli olmayı gerektirmektedir.

Kürt Halk Önderi çok cesaretli bir adım atarak bu sürece nasıl yaklaşılması gerektiğini ortaya koymuştur. Silahlı güçler geri çekilirse bu sorunu çözeriz denilmekteydi. Kürt Halk Önderi bunu da telaffuz etmiştir. Bunun için Meclisin devreye girmesi ve komisyon kurması istenmektedir. İlk aşama böyle ilerleyecektir. Türkiye'nin en temel sorunu olan bir konuda da mırın kırın edilirse bu sorumsuzluk ve ciddiyetsizlik olmaz mı? Türkiye'nin en temel sorunu konusunda bu Meclis devreye girmeyecek de ne zaman girecek? Böyle bir tarihi dönemeçte bu olmaz demek hiçbir akla ve izana sığmaz. Hiçbir biçimde de gerekçelendirilemez.

Şu anda tarihi sorumluluk Kürt Halk Önderinin cesaretli çıkışını ve tarihi inisiyatifini desteklemektir. Birçok aydın, yazar ve genel kamuoyu Kürt Halk Önderinin bu cesaretli çıkışını takdirle karşılamıştır. Bu Önderlikten daha başka ne istenebilir ki! Eğer bir muhatap görülüyorsa, Kürt Halk Önderinin çözümde rol alması isteniyorsa o zaman Türk devleti de gerekenleri yaparak bu süreci ilerleten adımları atmalı, Türkiye halklarının özgür ve demokratik ülkesini yaratmada gereken sorumluluk üstlenilmelidir.