DEMOKRATİK ORTADOĞU RÖNESANSINA İLK ADIM

Bu tarihi fırsatla Ortadoğu Rönesansı için tüm koşullar oluşmuş ve kapı aralanmıştır. Demokratik Ortadoğu Halklar Birliğinin...

Çağın bilge insanı Önder APO tüm zamanların ruhunu bilerek ve kendi zamanının ruhunu dorukta yaşayarak Demokratik Modernitenin geliş çağını müjdeledi.  Bunu yaşamın farkına vardığı günden beri tarihin peşine düşerek, gerçek diye sunulan çarpıtmalara karşı isyan ederek, hakikatin savaşçılığına soyunarak gerçekleştirmiştir. Geliştirdiği özgürlük mücadelesinde kararlılığını her koşulda devam ettiren Önderliğimiz Kürtleri küllerinden, acılarından yeniden yarattı. Bugün Kürt özgürlük isyanı "Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun" aşamasına gelerek bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Bu gerçeklik APOCU felsefenin zaman ve mekânın ruhunu çözen ve ona göre kendini yapılandıran diyalektiğinin sonucudur.  Önderliğimizin isyan olarak tanımladığı silahlı mücadele süreci 70’li yıllarda var olan dogmatik, milliyetçi ulus devletçi zihniyetin inkârcı politikaları karşısında zorunlu olarak gelişti.

Aslında Önderliğimiz her zaman siyaset koşulu olsaydı savaş yöntemini asla benimsemeyeceğini geçen mücadele süreçlerinde sürekli ifade etmiştir. Gelişen savaş bir anlamı ile yaşadığımız coğrafyanın gerilik ve cahilliklerine karşı özgür yaşam arayışını ifade etmektedir. Bugün çok ağır bedeller karşılığında Kürt halkı açısından siyasetin koşulları yaratılmış bulunmaktadır. Tarafların birbirini anlama düzeyine yaklaşması Ortadoğu halkları açısından çok hayati bir gelişme olmaktadır. Çünkü Kürt sorunu Ortadoğu’da yaşanan kaosun merkez üssünü oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti 1920’ler sonrasında dış güçlerin oyununa gelmeseydi,  Kürt halkına karşı inkâr, imha ve kültürel soykırım politikaları uygulanmasaydı, bugün farklı bir Türkiye ulus gerçekliği olacaktı. Aynı zamanda farklı bir Ortadoğu da olacaktı.

Bu gerçekliğe sebebiyet veren yüzyılın başında bölgede gelişen tekçi ulus-devlet zihniyeti ve bilinen inkar imha siyasetinin sonucunda gelişen çatışmalar, yaşanan kayıplar ve acılar oldu. Kapitalist modernintenin inkârcı,  anti toplumcu zihniyeti sonucu halkları karşı karşıya getirme oyununun sergilenmesi oldu. Hükümetler bu oyunun sözcülüğünü ve pratik öncülüğünü yaptılar. Bin yıllar boyunca aynı coğrafyada, aynı dinin çatısı altında, kardeşlik temelinde yaşayan bölgenin en temel halkaları olan Kürt ve Türkleri birbirine düşürerek halklar arasına nifak tohumları ektiler. Önder APO ilk isyanla başlayan mücadele ve 14 yıllık İmralı zindanında gelişen arayışlarının sonucu olarak dış düşmanların bölgeyi parçalayan planlarını boşa çıkarmıştır. Bugün geldiğimiz aşamada Önder APO’nun çözüm arayışlarına devlet kanadında geçmişten farklı ele alınarak bir muhataplığın geliştirilmesi çok önemli, tarihi bir süreçtir. Hassasiyet ve tarihi misyona samimi yaklaşım kalıcı bir Ortadoğu barışına vesile olacaktır. Bunun koşulları her açıdan olgunlaşmıştır. Zaman kendi ruhuna göre yeni oluşumları, demokratikleşmeyi dayatmaktadır. Yoksa zaman karşısında aşılma kaçınılmaz olacaktır.

Önderliğimiz “Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır.” Bu gün devlet isterse bir pranga gibi ağırlaştırdığı Kürt sorununu çözebilir. Çünkü tüm koşullar oluşmuş bulunmaktadır. Türk kamuoyunda gelişen empati ulus devletin milliyetçi, tekçi, inkarcı zihniyetinde bir çatlağın oluşması demokratikleşme zeminin olgunlaştığını göstermektedir. Ortadoğu’yu bencil çıkarlarında boğan kapitalist zihniyetin demokratik zihniyet devrimi ile aşılmasının zamanı gelmiş bulunmaktadır. Bu nedenle 2013 Newrozu Kürt halkı açısından gerçekleşecek demokratik Kürt Uluslaşması aynı zamanda demokratik Ortadoğu inşasına giden yolu olduğunu ifade etmektedir. “Ortadoğu halkları açısından yeni tarihi bir dönemin başlamaktadır. Bu tarihi fırsatla Ortadoğu Rönesansı için tüm koşullar oluşmuş ve kapı aralanmıştır. Demokratik Ortadoğu Halklar Birliğinin geliştirilmesi yeni bir yaşamı getirecektir. Son yüzyılın çatışmalı ve kanlı yıkımı yerine halklar birliği temelinde daha yapıcı, ekonomik zenginlik, siyasal üstünlük, sanatsal gelişkinlik ile halklar mozaiğinde özgür yaşam gelişecektir.  Ortadoğu’da yaşanan cehennem yerini cennet bir yaşama bırakacaktır. Bu coğrafya asıl sahibi olan halklar tarafından özgürce yaşanarak korunacak, Ortadoğu halklarının çekim merkezi Avrupa olmayacaktır.  İnsanlar için sürgün yaşam bitecektir. Demokratikleşen Ortadoğu ile yeniden doğuş gerçekleşecektir.

Eğer Kürt sorununda bir çözüm geliştirilemezse Türk devleti de Suriye ve diğer Arap ülkeleri gibi dış güçlerin estireceği kasırga ve Kürtler ile yaşanacak çok kanlı bir çatışma sonucu akıbetinin ne olacağını kestirmek zordur. Kesin olan bir kazanımın olmayacağıdır. Arap ülkelerindeki yıkım ve can kayıplarının on katı olacaktır. Önderliğimiz “bugün yaşananlar devede kulak olacaktır” dedi.  Aksi halde çözüm geliştirilirse Türkiye Ortadoğu’da demokratik modernitenin oluşturucu merkez gücü olacaktır.

Kürt halkı Önder APO’nun başlattığı sürece her koşulda, savaşta da barışta da hazırdır. Bunu Newroz kutlamalarındaki coşkuları ile tüm dünyaya göstermiştir. Her koşulda Önderlikte bir kilitlenmeyi yaşadığını geçen zaman göstermiştir. Bu süreçte Kürtlere düşen görevler konusunda bir problem yaşanmayacaktır. Ancak en hassas görev gelişecek barış sürecini anayasal bir güvenceye kavuşturacak olan TBMM’ne düşmektedir. Diğer yandan Türk halkının üzerine de düşen önemli sorumluluklar vardır. Yakalanan tarihi fırsatın değerini bilerek, helalleşme sürecinin iyi kavranması gerekmektedir. Çünkü bu sürecin gelişmesini istemeyen güçlerin saldırı ve oyunlarını birlikte bozmak sürecin en temel görevidir. 1920’lerdeki ortak kurtuluş ruhu yakalanması kadar o dönem yaşanan hataların tekrarlanmaması hayati önemdedir. O sürecin hataları bir yüzyılın kan revan içinde geçmesine neden oldu. Önder APO’nun derin bilinci, insanlık sevgisi ve özgürlük tutkusu sayesinde bugün bu şans yakalandı. İyi değerlendirilmese önümüzdeki yüzyılların kaybı tahmin edilemez. O nedenle geleceğin hesabının iyi yapılması gerekir. Ancak bu şekilde Ortadoğu’da yeni bir yaşam, yeniden doğuşun koşulları gelişecektir. Demokratik modernitenin kurumlarının oluşturulması başlı başına büyük bir zihniyet dönüşümünü ve entelektüel görevleri zorunlu kılıyor. Bir anlamda Ortadoğu’da gelişecek demokratik sistemin kurucu merkezi dört parça Kürdistan ve Türkiye olacaktır. 

Bu proje ile tüm Ortadoğu halkları için yeni bir yaşam geliştirecektir. Bu çatışmalı dönemdeki gibi milliyetçiliğin birbirine kuşku ile yaklaşan bir yaşam olmayacaktır. Birbirinin haklarına saygılı olan, kendi güvencesini komşusunun güvende olmasının gören bir anlayışla yeni ortak bir yaşam gelişecektir. Çünkü bu sistem bin yıllardır kültürel, inançsal farklılıkları ile Mezopotamya’nın öz hakikatine bir dönüş olacaktır.   Bu anlamı Önder APO’nun insanlığı var eden demokratik komünal zihniyetin zamanın ruhu ile güncelleşen Demokratik Ekolojik Cinsiyet Özgürlükçü Toplum paradigması ile Ortadoğu ve tüm dünyaya yeni bir baharı müjdelemekte olduğudur. Önderliğimizin tüm savunmalarının ruhunu yansıtan Newroz mesajı Ortadoğu ve tüm insanlık için yeniden doğuşun mesajıdır. DEMOKRATİK KURTULUŞ İLE ÖZGÜR YAŞAMIN İNŞA sürecinde tüm halklara çağrıdır. Her kes özgür yaşamı yaratmada rol üstlenmelidir.

  Bu anlamı ile Önder APO’nun İmralı direnişi tarihe yeni anlamlar, değerler katmıştır. Ortadoğu halkları için yeniden diriliş, bahar bayramı olan Newroz, 2013 yılı ile bin yıllar sonra tekrardan halklar açısından özgür birlikteliğin yeni yolunu, umudu ve arayışını müjdeledi. Önder APO’yu milyonlar 2013 Newroz ’unda büyük bir heyecan ve coşku ile selamladı. Dost düşman bildiğimiz tüm kesimler yeni başlayan süreç karşısında memnuniyetlerini dile getirdiler. Yaşanan doğruların ortak paydasında buluşmak önemlidir. Ancak bu sadece söz boyutu ile kalmamalıdır. Başta devlet ve toplumun tüm kesimleri demokratik kurtuluş ve demokratik yaşam için üzerine düşeni yapmalıdır. Gelişen sürecin destekleyicileri değil asli kurucu üyeleri misyonu ile girmeleri özgür yaşam için olmazsa olamazdır. Gün “demokratik kurtuluşun ve özgür yaşamın” inşasında rol alma günüdür.