20.yüzyılın son çeyreğiyle birlikte Kürtlerin her parçadaki mücadelesi bir gelişme göster...
Cuma RONAHİ
Ulus-devlet zehri ve fitnesinin Ortadoğu'da en fazla zarar verdiği halk Kürtler olmuştur. Milliyetçilik fitnesiyle ulus-devletlerini kuran Türk, Arap ve Fars devletleri Kürtleri fiziki ve kültürel soykırımla ortadan kaldırmayı hedeflemişlerdir. Araplar ve Farslar Türk devleti kadar açık, vahşi ve planlı olarak yapmasalar da onlar da Kürtleri ulus-devlet içinde eritmeyi hedeflemişlerdir. Ulus-devlet zihniyeti ve uygulamasının nelere yol açacağının farkında olmayan Kürtler, tam bir kültürel soykırım kıskacına sokulmuştur. Kültürel soykırımı tamamlamak için zaman zaman fiziki soykırım da uygulanmıştır. Bir taraftan dört parçaya bölündükleri, diğer taraftan örgütsüz ve politikasız bırakıldıkları için 20.yüzyıl Kürtler için “Kürt kapanı” diyebileceğimiz bir yaşam biçiminde geçmiştir. Bu “Kürt kapanı” hala da tümden aşılmış değildir.
Kürtler 20.yüzyılda parçalandıkları ve örgütsüz oldukları için bölgede siyasi bir özne olamamışlardır. Uluslararası ya da bölgesel politikaların aracı ve nesnesi olma durumundan kurtulamamışlardır. Bu nedenle 20.yüzyıl Kürtler için bir kabus biçiminde geçmiş, tarihten silinme tehlikesiyle karşılaşmışlardır. Zaman zaman direnseler de bu “Kürt kapanı”nı kıramamışlardır. Kültürel soykırım kıskacından kurtulamamışlardır. Kürtler 20.yüzyılda birliklerini kurmazken, bölge devletleri Kürtlere karşı birlik ve ortak politik tutum içinde olmuşlardır.
20.yüzyılın son çeyreğiyle birlikte Kürtlerin her parçadaki mücadelesi bir gelişme göstermiştir. Özellikle en büyük Kürdistan parçası olan Kuzey Kürdistan'da PKK öncülüğünde etkili bir mücadele geliştirilmesi Kürtlerin tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır. PKK'nin çıkışıyla Kürtlerin kara kaderi kırılmaya başlamıştır. Bu mücadele diğer parçalardaki mücadeleyi ve siyasi durumu da büyük oranda etkilemiştir. PKK ile birlikte koşullar ne kadar zor olursa olsun, iyi bir ideolojik ve politik duruş ve örgütlenmeyle mücadele edilebileceği kanıtlanmıştır.
Kürtleri egemenlik altında tutup tarihten silmek isteyen güçler ne yapsa da Kürtler bugün mücadeleleriyle Ortadoğu'da örgütsel ve siyasi bir güç haline gelmişlerdir. 20.yüzyılda I. Dünya Savaşı ve sonrası yeni dengeler kurulurken, Kürtler örgütsüz ve güçsüz durumdayken, 21.yüzyılda eski dengeler yıkılıp yenisi kurulurken Kürtler örgütlü ve siyasi bir güç olarak pozisyonlarını güçlendirmişlerdir. Kürtlerin 21.yüzyıldaki tek zaafı, 20.yüzyılda olduğu gibi hala birlik sağlayamamış olmalarıdır. Ortadoğu'da her güç yaşanan büyük savaş içinde konumunu güçlendirmek isterken Kürtlerin birlik olmaması, tehlikeleri beraberinde getirmektedir. Birlik olamaması Ortadoğu'da süren büyük savaş içinde hazırlıksız olması ve var olan potansiyelini etkili kullanmaması anlamına gelmektedir.
Öte yandan bu parçalı olma durumunu bölge devletleri iyi kullanarak Ortadoğu'da oluşacak yeni dengeler içinde Kürtlerin etkin yer almasını önlemek istemektedirler.
Ortadoğu'da yeni dengelerin kurulmak istenmesi ve bölge ülkelerinin Kürtleri 20.yüzyılda olduğu gibi bölge siyasi dengeleri dışında tutma çabası Kürtlerin birlik oluşturmalarını acil bir tarihsel sorumluluk haline getirmiştir. Bu mevcut siyasal ortamda Kürtlerin birliğini ve ortak hareket etmesini çok önemli gören Kürt Halk Önderi, yıllardır bir ulusal konferansın yapılmasını önermiş ve bu konuda ısrarlı olmuştur. Ancak bugüne kadar böyle bir konferans toplama imkanı olmamıştır. Kürt Halk Önderi savaşın durmasıyla birlikte konferans önündeki engellerin aşılabileceğini düşünerek bu siyasi ortamda mutlaka konferansın gerçekleştirilmesini istemiştir. Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de çatışmasızlık ortamının olduğu ortamda böyle bir konferansın yapılmasına tüm parçalardaki siyasi güçler sıcak yaklaşmıştır. Bunun sonucu da bir ön toplantı yapılmış ve konferansa hazırlık komitesi kurulmuştur. Ağustos ayının sonlarına doğru da bu konferans gerçekleştirilecektir.
Bu konferans amacına uygun pratikleşir ve kararlara ulaşırsa Kürtler Ortadoğu'da süren güç savaşlarına hazırlıklı girmiş olacaklardır. Güçlerini birleştirme ve ortak hareket ettirme Kürtlerin mevcut siyasi etkisini birkaç kat daha arttıracaktır. Bunun sonucunda Kürtlerin oluşacak yeni siyasi dengelerde daha etkin yer alması söz konusu olacaktır.
Şu anda Ortadoğu kaynıyor ve en dinamik siyasi dönemini yaşıyorsa bu tabii Ortadoğu'nun merkezinde yer alan Kürtleri daha fazla etkileyecek ve ilgilendirecektir. Bu açıdan Kürtler kendi kaderlerini kimsenin insafına bırakamaz. Ulusal konferans, böyle bir sürece Kürtlerin hazırlıklı bir biçimde inisiyatifli girmesi ve mücadele etmesi anlamına gelecektir. Bu açıdan konferans önemlidir ve doğru yaklaşılırsa tarihsel sonuçları olacaktır.
Bu açıdan tüm Kürt siyasi güçleri sorumlu davranarak, hiçbir dar siyasi kaygı tartışmadan sadece tüm Kürtlerin geleceğini düşünen bir yaklaşımla hareket etmelidir. Böyle yaklaşılırsa tüm Kürtler büyük kazanacak; bundan da tüm Kürt siyasi güçleri kazançlı çıkacaklardır.