Demokratik Ulus İnşasını Gerçekleştirme Dönemi

Bu dönemin geçen dönemlerden farkı, toplumsal örgütlülüğü temel görev alması oluyo...

Abbas Türkmen

İçinde bulunduğumuz dönem bütün bu yöntemleri iç içe kullanıyor. Partileşme, gerillalaşma çalışmaları sürüyor. Geçen dönemlerde yürütülen çalışmalarda ulaşılan sonuçlara ve gelişmelere dayanan bu dönem, artık toplumu sadece eğitip onun içinden partiye, mücadeleye, gerillaya insan katma çalışması olmaktan çıkıyor, toplumu doğrudan örgütleme ve ahlaki-politik yapısını, kendini özgürce yöneteceği bir örgütlü yapıya, demokratik örgütlülüğe ulaştırma çalışması oluyor. Bu bakımdan içinde bulunduğumuz dönem ilk iki dönemi kapsamakla birlikte, esasta toplumun eğitimi ve örgütlendirilmesi, demokratik toplum, demokratik ulus inşasını gerçekleştirme dönemi oluyor. Çünkü belirttiğimiz görevler bundan önceki dönemlerde asgari düzeyde yapılmış, bu konuda önemli sonuçlar ortaya çıkarılmıştır. Bir sistem, tarz, yöntem oluşmuş, bir güç yaratılmış durumdadır. Bununla gerçekleştirilmek istenen şey özgür, örgütlü ve demokratik bir toplum ortaya çıkarmak ya da toplumsal yaşamı özgür ve demokratik, yani örgütlü kılmak oluyor. Bu anlamda içinde bulunduğumuz dönemin temel görevini toplumu örgütleme çabası oluşturuyor. Tabii örgütleyebilmek için de eğitmek gerekiyor. Toplumu eğitip örgütleyecek öncülüğü sürekli oluşturmak, geliştirmek gerekiyor. Nihayetinde toplumu eğitmek ve örgütlemekten söz ediyorsak bunu yapacak bir kuvvetin varlığını kabul etmiş oluyor, öyle bir kuvvetin varlığıyla yola çıkıyoruz. O halde toplumun eğitilip örgütlenmesi, o kuvveti sürekli büyütüp geliştirmek ve işletmekle oluyor. O da partiyi, gerillayı sürekli büyütme, geliştirme, örgütleme, işletme, onu çalışmaya sevk etme anlamına geliyor. Toplumu örgütleme ve eğitme çalışması parti ve gerillayla oluyor. Öyle kendiliğinden, herhangi bir güce dayanmadan, haydi kendini eğit ve örgütle demekle olmuyor. Bunu yapacak bir gücün hem var olması, hem de bu temelde örgütlenip çalışmaya seferber edilmesi gerekiyor. Çalışmalar bu anlamda bütünlüklü, iç içe oluyor.

Bu dönemin geçen dönemlerden farkı, toplumsal örgütlülüğü temel görev alması oluyor. Daha önceki dönemlerde toplumsal çalışmanın amacı parti öncülüğünü, gerillayı geliştirip büyütmek için kadro adayları oluşturmak, gerilla katmak amacıyla çalışmak olurken, bu dönemin temel çalışmasının amacı toplumun demokratik ulus çizgisinde örgütlendirilmesi ya da demokratik konfederalizm dediğimiz sistem içinde örgütlendirilmesidir. Örgütlü toplumun kendi kendini yürütme ve işletme çalışması birincil çalışma haline gelmiş bulunuyor. Bu bakımından pratik olarak yürüttüğümüz çalışmaların böyle bir iç içeliği vardır. Dolayısıyla tartışmalarımızın da iç içeliği var. Toplumsal alan çalışması, bu iç içelik içinde bulunduğumuz dönem açısından önceliği ve esası oluşturuyor. Kuşkusuz ideolojik-askeri çalışmalar, parti ve gerilla çalışmaları bu dönemde de her zaman yürütülmesi gereken, esas gündemimizde olan çalışmalardır. Fakat dönemsel olarak çalışmamızın önceliği ve esası toplumu örgütleme çalışması oluyor. Dikkat edelim, toplumsal alanda çalışma demiyorum. Zaten önceden de toplumsal alanda çalışıyorduk.

Partiyi de gerillayı da topraktan değil, toplumun içinden çıkardık. Bunu yapabilmek için de toplumsal çalışma yürüttük. Ama o zaman yürüttüğümüz toplumsal çalışmanın amacı partiyi oluşturmaktı, gerillayı geliştirmek ve yaratmaktı. Toplumsal çalışmanın önüne bu hedefleri koymuştuk. Görevleri buna göre belirliyorduk. Örgütsel sistemimizi buna göre oluşturuyorduk. Çalışma tarzımızı ve üslubumuzu, sistemimizi buna göre kuruyorduk. Şimdi partiyi ve gerillayı toplum içinden çıkarmak için çalışmıyoruz. Bunlar varlığını sürdürüyor. Partiyi ve gerillayı büyütme, toplumsal alan çalışmalarımızın temel bir görevi olarak yine varlığını sürdürüyor ama onlarla birlikte esas olarak toplumu örgütleme çalışması yürütüyoruz. Toplum içinden örgütlü bazı çalışmaları çıkarmak değil, toplumun tümünü örgütleme, örgütlü bir toplum ortaya çıkarma çalışması yürütüyoruz. Bu bakımdan içinde bulunduğumuz ve üçüncü dönem diye tarif ettiğimiz dönemde toplumsal alan çalışmasının muhtevası ve görev kapsamı değişmiş oluyor. Toplum içinden bazı kuvvetler çıkarma çalışması değil de toplumu örgütleme çalışması, örgütlü toplum yaratma çalışması esas görev haline gelmiş bulunuyor. Bu da dönemin temel çalışmasını oluşturuyor. Önceliğini ifade ediyor. Strateji ve taktiklerinin üzerine kurulduğu temel amacı ifade ediyor. Toplumsal alan çalışmalarımız bu bakımından kapsamı genişlemiş, görevleri farklılaşmış, birincil çalışma alanı oluyor. Aslında bunu böyle görüp anlamak gerekiyor.

Tabii dönemsel olarak en yeni olan, dolayısıyla en çok üzerinde durulması gereken, tartışılıp stratejik yapısının anlaşılması, taktik ve tarzdaki yaratıcılık ile zenginliğinin bulunup kavranması gereken bir çalışma oluyor. Öncelik vermemiz, en çok zaman ayırmamız, üzerinde en çok yoğunlaşmamız gereken bir çalışmadır. Bu defa sona bıraktık diye sonda gelen bir çalışma sanılmamalıdır. Burası aslında çok yabancısı olduğumuz bir çalışma alanı olarak kaldı. İçinde olamadık, ayrıntılarını bilemedik. Temel çalışma olması itibariyle strateji ve taktikler düzeyinde doğru anlaşılıp planlanan, başarıyla yürütülen bir çalışma olamadı. Dolayısıyla “değerler dizisini değiştirdik, strateji-taktik değiştirdik” diye söyledik. Önderlik bu değişimin teorisini ortaya çıkardı. Bu teorinin ideolojik-politik çizgiye dönüşmesini, programa kavuşmasını az çok sağladık. Çünkü Önderlik hazırladı ve bize düşen bunları anlamak, bu temelde örgütsel çalışmayı ortaya çıkarmaktır.